A+ A-

SUSUZ KALMAK

 UNUTMAYIN! VÜCUDU SUSUZ BIRAKIRSANIZ KALBİNİZ FAZLADAN 30 000 KEZ DAHA FAZLA ATIP BOŞUNA YORULACAKTIR!...SİZDE…

BİR şekilde vücudunuzu susuz bıraktığınızda, kalp organizmaya kanı ( dolayısıyla su besi onarım maddelerini ) pompalayıp yetiştirmek için daha hızlı çalışacaktır, zira artık kanımız ağ dalaşmıştır, viskozitesi (akışkanlığı) azalmıştır. Böylesi durumda kalp zorlanacaktır.
Normal spor ile kişilerin dakikalık kalp atım sayıları düşürülebilir bilhassa AEROBİK dayanıklılık sporları ile gerçekleşir bu ekonomik SPORCU KALBİ. ( Gordon Peer adlı kayak mukavemetçinin kalbi dakika da istirahat anında 32 kez atıyordu…Kitabımızda dakikada 28 kez atanlar da var)
Diyelim ki sizin sağlıklı kalbiniz dakika da 60 kez atıyor. Bu 60 dakika ( 1 saat) ile çarparsak 60x60= 3600 bir saatteki atım adedini buluruz. Bir gündeki atım sayısını bulmak içinde bunu 24 saat ile çarptığımızda bulduğumuz rakam 3600x 24= 86 400 günlük atımdır.

Vücudunuzu susuz bırakırsanız birde formda değil, tembel, sağlıksız bir kalp geliştirdiyseniz kalbiniz istirahat anında dakikada 80 kez atacaktır. 80 atımı 60 dakika ile çarptığımızda saatte 4.800 atım yapacak bu sağlıksız kalp, bunu 24 saat yani bir gün ile çarptığınızda 115.200 gibi bir atım sayısı olacak. Netice de tembel, sağlıksız, susuz bırakılıp 115.200 kez günde atan kalpten, sağlıklı 86.400 kez atan kalbin atım sayısı çıkarıldığında 28.800 fark çıkacaktır. Bu fark yaptığınız hatadan, vücudu susuz bırakmaktan dolayı, kalbin yaklaşık 30.000 kez fazladan çalışıp
Yorulması sağlıksız olan yapısını dahada bozması ile açıklanabilir. Bu verdiğim misal oturur
Halde hiçbir şey yapmıyorken miskin miskin yayılmış TV seyredip yağlı tuzlu cipsleri yer, belki de bira içerken ki haliniz ( kalp atım sayınız) dışarıda yürüyüp hızla merdivenleri tırmandığınızı veya koşarak otobüse yetiştiğinizi farz edin. Kalbiniz delirecek yerinden, göğüs duvarınızdan dışarı çıkacakmış gibi çıldırasıya atacaktır.(ajitasyona bakar mısınız, film senaryosu gibi oldu…). Benim verdiğim rakamlar iyi niyet tablosu ile istirahat anındaki verilen rakamlardır.
Bu satırlarda size kalp doktorlarına ( kardiyolog) tuz, su, spor ve kalp ilişkileri ile ilgili verdiğim konferanslardan bazılarından seçmeleri vereceğim. Zannederim okuyunca önemini anlayacak belki de iyi bakmadığınız kalbinizi ihtiyacı olan bir başkasına vermeye kalkacaksınız…( konferansı Taksimdeki büyük bir turistik hotel de Lions,lu doktorlara ve Boing firmasının yöneticilerine vermiştim, Ünlü Aikido hocamız Yalçın Yenice organize etmişti… Yalçın birçok yerde ABD,li doktorla olan bilimsel tartışmamızı anlatır…).
“Rakamların, istatistiklerin başınızı ağrıtmasına müsaade etmeyin”derim sık sık ama yine de rakamlar bir ülkenin artan veya azalan borçlarını görmek, bilmek gibi bazen lazım oluyor bizlere….. 14 000.000 ABD’li şu veya bu türlü bir çeşit kalp rahatsızlığı ile baş etmeye çalışıyor çoğu da kroner kalp rahatsızlıkları. (daha çok Arterioskleroz dediğimiz kalbi besleyen kroner damarları tıkayan plakalarının sebep olduğu) yaklaşık 1000 000 kişide kalp dolaşım sistemi hastalıklarından ölmekte. (her yıl) Bu arada, arterioskleroz başka ateroskleroz başka 2 değişik kroner kalp hastalığıdır.
ABD’de ölümlerin % 55 cardiovascular hastalıklardan yani kalp- damar hastalıklarından olmaktadır ortalama yarısından fazla. Bu bizim ülkemizde de hiç iç açıcı değildir. Sigara da nerede ise dünya şampiyonuyuz( Trafik kazaları gibi ! ben 3 günlük bayramda nasıl olur da 178 kişi ölür diye hep şaşırmışımdır!...) Hareketi sporu hiç sevmiyoruz. Bir spor salonuna kayıt olup ta bir yıl içinde devam edenlerin oranı % 8 imiş. Alkol var, stres çok, geçim sıkıntısı, stres problemler bir dizi, beslenme dengesizliği ve SU İÇENİMİZ, MUNTAZAM SU İÇENİMİZ AZ kahveyi, kolayı, çayı, bitki çaylarını su sayıp kendimizi kandırıyoruz.(kısmen susuzluğu giderdikleri kanıtlandı, aşağıda veriyorum).
ABD uzun ömür beklentisinde Dünya’da 18. Sırada Japonya, Fransa, İtalya, Yunan adalarında yaşayanlar (sahillerde yaşayanlar daha şanslı !) ilk sıralarda, Türkiye ise bilhassa miras olarak bize hediye edilmiş iyi kolesterolün (HDL) düşük, kötü kollesterolün yüksek (LDL_&_VLDL) az olmasıyla da son sıralarda, ömür beklentimiz düşük. 30 sene evvel ömür beklentisi ABD’de 66 iken bugün seksenlere doğru gidiş var. Bizde de 40 sene evvelindeki ölümlerden nerede ise 10 yıl daha artı ömür beklentimiz.Gidiş iyi gibi…..
Sağlıklı yaşam propagandaları, reklamları ve bunun ticaretinin yapılması çok etkili oldu.Önüne gelen alakasız tipler Tv,lerde ahkam kesiyor,oraları da torpilli oldu artık!……………….
SAT komandolarına, özel harekâtçılarıa, Askeri ve sivil Pilotlara yıllık sağlık kontrolleri mecburi oldu, ama sivil hayatta arabalarımızın muayenelerini bakımlarını 6 ayda bir yaptırdığımız halde kendi vücudumuza yılda bir kez ECG (Elektro) çektirmeyi bile çok görüyor, yaptırmıyoruz.
Şayet yukarıdaki satırlarımla sizi fazla etkileyemedimse, büyük ihtimalle aşağıdaki satırlarımla etkileyeceğim…..

KANSER RİSKİNİ AZALTMAK İÇİN BOL SU İÇİN VE EGZERSİZ YAPIN
MESANE KANSERİNİ azaltmak için günde en az 2 Ltd su için.
Günde 8 bardak su içenlerde kalın bağırsak kanserine yakalanma riski yarı yarıya düştüğü,
Sık sık ve bol bol su içen bayanlarda MEME KANSERİ’nin 5 kat azaldığı Dünya Sağlık Teşkilatı WHO tarafından açıklandı.( 2014-Harvard ve vb)…
KANSER VE SU
Vücudu aşırı susuz bırakma sistemlerimizde ve vücut Bio Kimyamızda geri dönüşümü zor olan KANSER gibi hastalıkları hortlatabilir ve hortlatmıştır da. Mutasyonu (değişimi durdurulamayan doku değişimleri olabilir.)
Unutmayın su aynı zamanda distoksifikasyon yapıcıdır yani arındırıcı,temizleyici…….
Artık,zararlı maddeleri kendısıne bağlar, alttan bir yerlerden vücuttan dışarı atar, elimine eder!….hele lifli gıdalarla besleniyorsanız lif ve su birlikte artık zararlı maddeleri kendilerine bağlayıp sizleri (bizleri) kolon,Bağırsak,mide kanserinden korur. Afrikalılar günda 30-40 gram lif tüketirken biz şehirli Avrupalı ve Avrupalı olmaya çalışanlar günde yalnızca 6 gram lif ve çok az su tüketiriz!.......(Yale üniv.Arş. 2014)

SUSUZ KALMAK
• Hücre çekirdeğinde DNA hasarı
• Hücre içinde DNA onarım sisteminin yetersizliği
• Hüre alıcılarındaki bozuklukları ve hormonsal kontrol sistemlerinde denge kaybı
• Bağışıklık sisteminde kemik iliği düzeyinde anormal hücreleri tanıyıp yok etme yeteneğinin kaybına ve anormal hücrelerin su ile elimine (distoksikifikasyon ) edilememesi ( 2014.13.Uluslararası Bilimsel emflamasyon Konferansından).
Özetle; Vücut normal biokimyasal yapısına dönünceye kadar, dehidrasyon vücudun kimyasal bileşenlerinin yıkıcı etkisine karşı direncini yitirmesine neden olur, görülüyor ki insan vücudu su ve diğer etkin maddeler ile vücudumuzda yaşamın her anında sayısız kimyasal reaksiyonlarla bir temizlik, bir iyileştirme bir arınma gerçekleştirmektedir.

Onu su ile doyurmazsanız hastalık, acı ve ölüme sebep olan birçok yeni kimyasal yollar geliştirirsiniz. (geliştiririz!) Bu insanı ölüme götüren 4 yoldan yukarıda bahis ettik.
KANSER ve Dehidrasyon bağlantısına gelince sizler biliyorsunuz yıllardır serbest RADİKALLER,’den konuşuyoruz, yani “Elektronu kesilmiş eksik oksijen moleküllerinin vücut ta aylak, aylak (avare) dolaşıp hücreleri elektron ararken hasara uğratır,, onlara zarar vermesinden onu MUTASYONA (değişime) uğratarak kansere sebep olmasından…şikayetçiyiz…keşke böylesi bir adalet mekanizması olsa da bu illeti cezalandırsa, içeri atsa, bizde kurtulsak!. Her hücrede kimyasal olaylardan asitli yan ürünler üretme meyili vardır.(alçaklar).
Su böyle asitli yan ürünleri hücrelerden alıp işlenmeleri için böbreklere ve karaciğere
götürür. Bunu çoğumuz biliyoruz. Şayet hücrelerde dolaşan yeteri kadar su olmazsa, üretilen bu fazla asit zaman içerisinde hücre çekirdeğinde depolanan duyarlı ve ayrıntılı yapıları aşındırıp bozmaya başlar. Bu aşınma zamanla kalıcı ve yıkım etkisi yapabilir vede çoğalma eğilimi olan A TİPİK hücreler üretebilir.
Bu tip hücreler ilkeldir ve önlenemez. Üreme, çoğalma sistemler”i vardır.(çok kalleştirler,çocuk, büyük,hasta,asker,işci,memur,politikacı,devlet adamı, doktor, diyetisyen dinlemezler. Yapışır yakalarımıza götürürler!)...sonra”Kim parayı öbür tarafa götürmüş”der, dururuz…
Bu hücrelerde protein Kinaz – c, Tek başına çalışan ve bir sınır tanımadan hücre çoğalmasına artıran, durdurulması imkansız bin enzim olan protein kinaz-m ye dönüşür. Kanser hücrelerinin komşu dokulara atlayan ve onların normal işlevlerini bozan iri kütleler oluşturmasının nedeni budur.Dr. L. Sanders ve Arş gurubu).
Proteazlar enzim gibi çalışarak yeniden işlenilmeleri için proteinleri yıkan bir grup proteindir. Bu dengeleme işlemi vücudumuzun bütün hücrelerinde her an devam eder.
Spor yaparsanız enzimleri harekete geçirir ve yeni kaslar geliştirirsiniz. Yapmazsanız var olan kaslarınızı yıkan enzimler çalışır. Her iki durumda da dengeleme olayı su ve suyun taşıdığı maddeler tarafından gerçekleştirilir. Bunlar vücutta bulunmazsa süreç olumsuz etkilenir.
Kronik, uzun süreli susuzluktaki proteaz aktivitesinde hücre içindeki protein yıkımı devamlılık kazanır. Proteaz aktivitesinin belirli bir düzeyinde protein kinaz olarak bilinen ve ilkel hücre işlevlerinde görev alan protein yapıcı enzim üretilir.

Hücrelerimizi hiç durmadan çoğalmasına sebep olan unsur bu enzimdir.(Kreatin kinaz,fosfo kinaz enzimleri ile karıştırmayın, bunlar ATP_CPr enerji sisteminde rol oynarlar, aynı slyvester stalonne gibi! (yanlış yazmış olabilirim hayranı olduğum bu kas yığınının! adını).
Uzmanlarımız kronik susuz kalmanın bağışıklık sistemimiz üzerindeki yıkıcı etkisini daha sıkca halkımıza anlatmalılar…
Vücudun susuzluk kontrol mekanizmalarında çalışmaya başladığında histamın bağışıklık sistemini kemik iliğinde bile bastırır.
Bu koruma mekanizması etkisiz hale geldiğinde Lenfoma, Miyelom ve Lösemi gibi hastalıklar baş gösterir. ( Faza bilgi için WWW. Watercure.Com’da Receptor Down Regulator) başlıklı makaleyi okuyabilirsiniz Bende var isteyene verebilirim ,geri getirmek şartıyla…
Egzersiz spor su ve tuz adlı kitabımızdan 327 referanslı
Namık Ekin & Melek Ekin

Tüm Makalelerini Göster