Judo Sporu İçin Aykırı Düşünceler
Yeniden Merhaba,
Uzun süredir yazamadım. Nedeni Almanya'dan judo yapan torunlarım ile oğlum geldi.Onlarla özlem giderdik. bir buçuk ay sonra Almanya'da okulları açıldığından döndüler. Bende sonunda biraz rahatladım ve yazmaya başladım.
Bu yazım da judo sporuna biraz aykırı bakacağım.
Hadi gelin beraber judo oynayalım. Oynarken kurallardan ödün vermeyelim. Kuralların ilki judo elbisesini giymek. Bu elbiseyi kutsal görmek gerek. Hani imamların giydiği cübbe gibi ve kafalarına takdıkları takke gibi. Ya da rahip, ve rahibelerin giydiği pelerinsel elbiseler gibi. Ya da hahamların giydiği cübbe olan ketonet başlarına taktıkları kipa gibi. Judo elbisesi de öyle kutsal . Daha da ileri gidelim judo sporunda bele takılan kuşakların kutsallığı, dereceler ve renkler ise daha da bir ayrıcalıklı.Bir alt kuşak bir üst kuşağa başı önünde selam vermek zorunda. Selam verme ise içten ve yürekten gelecek şekilde saygın olmak zorunda.
Rahip ve rahibeler kilisede, hahamlar havrada, müslümanlar camide, judocular ise dojoda ibadetlerini yaparlar. Judocular namaz kılar gibi oturarak selam verdikleri gibi, ayakta da selam verirler. Ve selam vermede derceler göre sıralanma çok önemlidir. Dereceler çünkü kutsaldır.
Burada her inanç sistemi birbirlerini yadsırlar. Hatta yok saymaya çalışırlar. Hristiyanluk 325 yılında İznik'te Yahudi Pavlus ve taraftarlariyle kuruldu. Amaç bölünen Roma İmparatorluğu'nun mirasına konmaktı. Roma İmparatorluğu bölünmeseydi , imparatorluğa bağlı Mitra dini Hıristiyanlığı yok edecekti. Olmadı, bu günkü Vatikan Roma'da sistemin başına böyle getirildi.
Firavun döneminde baş rahip Hz. Musa olmasaydı, köle Yahudiler Mısır'dan kaçamıyacaklardı. Oysa kaçtılar, Hz. Musa buzağıya tapan bu Yahudiler'in dinlerini değiştirerek Musevi yaptı. Tanrıları ise Yahve oldu. Bir başka deyiş ile Hz. Musa Yahudi dinini milliyetci ve ırkcı yaptı. Musevi olmak için Musevi bir anadan olma zorunluluğu vardır. Baba önemli değildir. Yani isteyen din değiştirerek Musevi asla olamaz.
Gelelim judo ya. Japon Jigaro Kano judoyu Şinto geleneklerine göre kutsallaştırdı. Çinli Lao Tsuo'nun Do inanç yapısıyla sentezleyerek çağa uyarladı. Bir başka deyiş ile judo çağımızda diğer inanç sistemlerine göre hızla ilerleyen önemli bir dinsel olgu oldu. Uzak Doğu'da ki inanç sistemlerinde, Tanrı yoktur. Örneğin Hinduizm^'de, ya da Budizim'de , ya da Şintoizm'de, Zerdüştcülük'te tanrı yoktur. Sistem ya da kurucuları vardır.
Judonun kurucusu ise Jigaro Kano'dur. Judoda dojo cami, kilise, havra gibi kutsal mabettir. Camiye ayakkabı ile girilmez. Dojoya çıplak ayakla girilir. Bu örnekler inanç bağlamında çoğaltılır.
Ancak Rus ve Rus judosu ekolüne bağlı olanlar bu inanç sistemini yadsımıştır. Sporcuları kuşak sırasına göre değil de boy sırasına göre dizerler.
Ülkemizde ise kız-erkek minikler, yıldızlar, ümitler, gençler, büyükler olarak bu yapıyı pek bilmezler. Gelenekselliğinden selamı büyüğe saygı, küçüğe sevgi olarak değerlendirirler.
Ülkemizde ise kız-erkek minikler, yıldızlar, ümitler, gençler, büyükler olarak bu yapıyı pek bilmezler. Gelenekselliğinden selamı büyüğe saygı, küçüğe sevgi olarak değerlendirirler.
Burada müsabık sporcuların konusu ise çok ayrıdır. Çünkü herkes müsabık ya da şampıyon olamaz. Kriterleri vardır. Ama her yerde hep birlikte bir judo sporu böyle yapılmaktadır işte.
O halde sporla yoğrulmuş judo inancına hoş geldiniz efendim.
Dr.Zihni Papakçı
Güney Kore Kyongii Üniversitesi'nden Yetişme
Fransa Rene Descartes Diploma Ödüllü
İtalya Dante Derneği'ne kabul edilen İlk ve Tek Türk
Fransa Rene Descartes Diploma Ödüllü
İtalya Dante Derneği'ne kabul edilen İlk ve Tek Türk
Diğer Yazarlar









