A+ A-

İngiltere Olimpiyatlarda neden bu kadar başarılı

İngiltere Olimpiyatlarda neden bu kadar başarılı ve biz niye bu başarıyı elde edemiyoruz?
İngiltere ilk defa 1896 Atina'da düzenlenen olimpiyatlarina katılarak 7 madalya ile ülkeler sıralamasında 7. oldu.
1896 Atina olimpiyatlarından sonra düzenlenen oyunlarda ilk 6 ülke arasında yer alan İngiltere ev sahipligi yaptığı 1908 Londra olimpiyatlarında amerikayi geride bırakarak 146 madalya ile ülkeler sıralamasında 1. oldu.
 
1908-1924 arası duzenlenen olimpiyatlarda ise yine ilk 6 ülke arasında yer almayı başardı.
1928 Amsterdam olimpiyatlarında 22 madalya ile 10. Sırada yer alan İngiltere 1932'de dokuzuncu, 1936 oyunlarında onikinci oldu.
İkinci kez ev sahipliği yaptığı 1948 Londra olimpiyatlarında da gerilemeye devam eden İngiltere sporu ilk 12 ülke arasına tutunarak 27 madalya kazandı.
1952 Helsinki olimpiyatlarında Sovyetler birliğinin spor arenasinda yer almasıyla birlikte İngiltere ilk defa 11 madalya ile 18 ncı sıraya geriledi.
 
1984 Losangeles olimpiyatlarinda Çin halk cumhuriyetinin oyunlarda sahne almasıyla İngiltere sporu ülkeler sıralamasında ilk on ülkenin gerisine düşmeye başladı.
İngiltere sporunda bu gerileme 1992 Barcelona olimpiyatlarinda iyice kendini belli etmişti.
 
1996 yılına gelindiginde Atlanta olimpiyatlarına 300 sporcu ile katılan İngiltere 1 altın madalya ile 36 sıraya gerileyerek adeta kabus yaşamıştı.
İngiltere devleti İngiliz sporunda ki bu gerilemeyi bertaraf edebilmek için, sporun 4 alanında iyileştirme çalışmalarına yöneldiler.
Sporcuları spor alanlarına çekmek ve onları teşvik edebilmek için 1994 yılında hazırlıklarına başladıkları " fon" çalısmalarını ancak 1996 atlanta olimpiyatları sonunda gerceklestirebildiler.
 
İngiltere sporda ki çöküşün önüne geçebilmek için sadece sporda "fon" çalışması yapmadılar. Fon çalışmasi ile birlikte okulları tarayarak "yetenekli sporcuları" tespit ederek spor sistemine kazandırdılar.
 
Bir sonraki iyileştirmede Spor tesis ve ekipmanlarına yatırım yaparak başarılı sporcu ve antrenör ithalatinın önünü açtılar.
Bir çok branşta dünyanın en iyi antrenör ve teknik adamları ile çalışmaya başladılar ve bununla birlikte kendi teknik adamlarını, antrenörlerini ve sporcularını yetiştirerek ulusal ve uluslararası eğitim ve yarışmalara daha sık katılım sağladılar.
 
Spor teknolojilerini en iyi şekilde kullanmaya başlayan İngiliz spor sektörü liyakat ve ehliyetli spor yöneticilerini iş başına getirdiler.
1996 Atlanta olimpiyatlarında 36 ncı olan İngiltere spora yaptikları yatırımlarla 2000 ve 2004 olimpiyatlarında yeniden ilk on ülke arasında yer aldı.
2008 olimpiyatları öncesi, Türkçe deyimle, İngiltere Spor genel müdürluğüne getirilen ve sporda ehliyetiyle tanınan Liz Nicol İngiltere sporunu 1988 Seul olimpiyatlarında 4. lüğe, 2012 Londra olimpiyatlarında 3. lüğe, 2016 Rio olimpiyatlarında ise 2.liğe taşıdı.
 
2020 Tokyo olimpiyatlarında ise Amerika, Çin ve Japonya'nın arkasından 64 madalya ile 4. olan İngiltere son 20 yılda sporda " devrim" yapmıştır.
Yani adamlar bizim gibi kağit üzerinde " sporda devrim" yapmamışlar. 1996 Atlanta olimpiyatlarında 36 ncı olan ülkelerini spora yaptıkları bilinçli ve stratejik yatırımlarla kısa bir sürede ilk iki ülke arasına taşımışlar.
 
Keşke bizim ülkemizde de " Sporda devrimi" kağit üzerinde değilde, sporun zirvesi olan olimpiyatlarda yapabilsek, keşke bizim ülkemizde 1948, 1960 olimpiyatlarında olduğu gibi ilk 6 ülke arasına yeniden girebilsek.
 
Keşke Show ve sahtelik yerine daha doğru işler yapabilsek, enaniyet ve kibirden uzaklaşarak adama göre iş değilde, işe göre adamları iş başına getirsek, keşke spor bilimine, paranın doğru ve stratejik kullanımına daha çok önem versek.
 
Not: 60 milyonluk İngiltere tüm yaz olimpiyatlarında 931 madalya kazanırken, güzel ülkemiz Türkiye takıntılı bir çok adam yüzünden sadece 104 madalya kazanmıştır.
" Kalın sağlıcakla"

Tüm Makalelerini Göster