A+ A-

Mücadele Sporlarında Antrenörlük

MÜCADELE SPORLARINDA ANTRENÖR  (SPOR EĞİTİMCİSİ) VE ANTRENÖRLÜĞÜN NİTELİKLERİ

      Antrenör veya koç batı dillerinden dilimize girmiş ve yerleşmiş  kelimelerdir. Türkçe karşılığı çalıştırıcı ya da öğretmendir. Spor öğretmeni, daha çok okullarda görev yapan genel spor bilgisine sahip öğretmenlerdir.

      Spor öğretmenleri spor dalı ile birlikte de anılabilir. Örneğin Kuraş öğretmeni, Judo öğretmeni, Güreş öğretmeni, Karate öğretmeni gibi.

      Antrenör veya spor öğretmeni; konusuna hakim, spor dalının tüm inceliklerini bilen, aldığı köklü eğitim ve beden eğitimi kültürünü yetiştirdiği öğrencilerine aktaran ayrıca bunu yaparken, gençliğimiz için sporun vatani ve milli gaye, milli terbiye  ve milli vazife  olduğu bilincinde hareket eden eğitimcilerdir. Tüm millete yani her yaştaki insanımıza sporun mahiyeti ve kıymetini anlatabilmelidir. Yetiştirdiği  öğrencilerini kendi öz evladı, yaşıtlarını kardeşleri, yaşı ilerlemiş olanları da büyük kardeşleri yani aile fertleri gibi görmelidir. Daima sevecen, saygılı, örnek kişiliğe sahip bir yapı ile  yaklaşımda bulunmalıdır. Zira özellikle küçük yaştaki öğrenciler anne ve babasından çok öğretmeninin hareketlerini taklit edecek, onlara benzemeye çalışacaktır. Bu psikolojik yakınlık, yüksek duygularla sporcuya kişilik kazandıracak ve onun her alanda başarılı olmasını sağlayacaktır. Bazen de bu ilişki, sporcudan çıkar sağlama şekline de dönüşebilir Buradaki çıkar, başarılı sporcusu ile haklı övünç, sevinç, ve taktir hisleri ile hareket etmesi gereken antrenörün, başarılardan haksız kazanç sağlamaya kalkışmasıdır.

     Antrenör sporcusu ile iyi bir arkadaş, dert ortağı, babacan  yaklaşımlarla da saygı duyulan ve en önemlisi itimat duyulan, güvenilen bir kişiliğe sahip olmalıdır. Sporcuları arasında ayırım gözetmemeli hatır gönül ilişkisinde bulunmamalıdır. Bildiklerini en iyi şekilde  öğretmeli, bilmediğini de belirtmeli, bunu araştırıp öğrendikten sonra onlara aktaracağını ifade etmelidir. Hiçbir zaman olduğundan fazla görünmemeli, kendini öğrencilerine övmemeli, sporculuk yaşamındaki başarılarını dile getirirken de olabildiğince  alçak gönüllü davranmalıdır. Her şeyi  bilen ve her şeyi eksiksiz öğrettiği iddiası yerine, öğrencilerine verdiği bilgilerin anahtar niteliğinde olduğunu, bu anahtarı iyi kullanıp, araştırıcı olup, gösterilen yoldan gayretle ilerlendiğinde başarılı olunacağına işaret etmelidir.

      Antrenör, sporcusunu kesinlikle küçük görmemelidir. Müsabık sporcuları  azarlamalarının altında, onu küçük düşürücü değil, daima teşvik edici,  moral verici, performansını olumlu yönde etkileyici ve manevi hislerini güçlendirici telkinler yatmalıdır. Yine çok başarılı sporcusunu  gözünde ve diğer arkadaşları arasında çok büyütmemeli, başarılı sporcuya  yapılan övgüler, başarısız olanları da kıskandırmamalıdır. Başarılı olanın başarısından takım arkadaşlarının da payı olduğu belirtilmelidir. Başarının sevincinin ve başarısızlığın üzüntüsünün de birlikte paylaşılması gerektiği öğretilmelidir.

      Antrenör, sporcusunun kendinden büyük olduğu hissine kapılmışsa zayıflık içine düşmüş demektir. Bu durumdan sonra da sporcusuna vereceği hiçbir şey kalmamıştır. Antrenör sporcusuna yeterince faydalı olamıyor, ülke ve uluslararası düzeyde başarılı sporcu yetiştiremiyor ise kendi eğitimi eksik kalmış demektir. Bu durumda belirli bir seviyeden sonra halen yarışmacı yetiştirme gayretinden vazgeçmeli, temel bilgi eğitimi veya sağlıklı yaşam tipi sportif faaliyetlerle ilgilenmelidir. İyi bir antrenör daima sorumluluğunun bilinci içinde sporcusunda  güven oluşturmuş, takım ruhunu kurmuş ve motivasyonu sağlayabilen bir kişiliğe sahip olmalıdır. 

      Kendisini sosyal ve kültürel açıdan yetiştirebilmeli, psikoloji ve pedegoji kavramlarını iyi anlamış olmalı ve her çeşit teknik ve teorik  eleştirileri  rahatça  göğüsleyebilmelidir. Kendini, düşünce ve bilgilerini rahat ifade edebilmeli; konuşması sade, anlaşılır ve inandırıcı olmalıdır. Yarışma günleri de iyi bir taktisyen olduğunu göstermelidir.

      Birlikte çalıştığı diğer antrenörler ile uyum içinde olmalıdır. Antrenör, aynı zamanda takımın doktoru, masörü ve psikoloğudur. İlk yardım, sağlıklı sauna, spor sakatlıkları, beslenme, spor psikolojisi, anatomi ve fizyoloji bilimlerinde daima kendini yenilemeli, bu bilgilerini derslerinde sporcularına aktarmalıdır. Çalışmalarının tümü bir amaç ve hedef doğrultusunda olmalıdır. Her antrenmanını birkaç gün önceden tasarlamalı, planlamalı ve ona iyi hazırlanmalıdır. Tüm sporcularının karakter ve kişiliklerini iyi bilmeli ona göre yaklaşmalıdır. Sporcularının gelişimlerini iyi takip  etmeli, eksiklerini tamamlamalı, geleceğe yönelik  projelerini iyi hesaplamalıdır.  Giyim şekli, tutum ve davranışları, konuşma biçimi, günlük yaşantısı, sosyal ilişkileri ve ahlaki yapısı ile iyi örnek olmalıdır. Yapılmasını istemediği, tenkit ettiği spor dışı davranışları kendisi yapmamalıdır. 
 

      Klasik bilgiler ışığında 5 tip antrenör belirlenmiştir. Bunlar;

  1. Aşırı disiplinli ve otoriter
  2. Uysal ve iyi huylu
  3. Gergin ve hareketli
  4. Gevşek
  5. İş yapar görünüşlü ve gayretli

şeklindedir. 

1.Aşırı disiplinli ve otoriter olanlar ; Daha çok antrenörlüğe yeni başlayanlar bu tür bir yapı sergilerler. Başarılı olmanın sertlikten geçtiğine inanırlar. Kesin talimatlarının, tavizsiz uygulanmasını, katı disiplin kuralları içinde olunmasını isterler. Bazen sporcularını diğerlerinin içinde azarlar ve hatta aşağılarlar.

2.Uysal ve iyi huylu olanlar; Son derece yumuşak, uysal, halim selim tabiatlı antrenörlerdir. Tüm eğitimini sevgi dolu, samimi bir  yaklaşım içinde, kimseyi kırmadan, tatlı örnekler vererek sürdürür. Sporcuları ile bir arkadaş, ağabey veya yakın dosttur. Yaşamının büyük bir kısmını onlarla paylaşır. Yenen veya yenilen sporcudan çok, spor yapan sporcu onun için önemlidir. Kapris ve hırstan uzak, sporu spor için yapan ve yaptıran öğretmenlerdir.

3.Gergin ve telaşlı olanlar; Astenik tip antrenörlerdir. Huzursuz, alıngan ve telaşlı bir yapıya sahip ve çok hareketlidirler.

4.Gevşek olanlar; Bunlar ciddiyetten ve güven  oluşturmaktan uzak, rahat hareket etme özelliğinde antrenörlerdir. Başarı ve başarısızlık pek umurlarında değildir. Özel bir gayret göstermezler, görevlerinin bilincinde de değillerdir.

5.Gayretli olanlar; Ciddi tavır gayret ve ağırbaşlılık içindedirler. Gayretleri daima başarıya giden yolu araştırır. Kendi eksiklerini fark ettikçe kendini yetiştirir ve yenilerler. Devamlı öğrenme isteği içindedirler. Bilimsel araştırmaları takip ederler. 

      Bu antrenör tiplerine daha birçoğunu ilave etmek mümkündür. Yerine göre hepsinin iyi yönleri mevcuttur. Yukarıda yer alan bilgiler iyi anlaşıldığında ve uygulandığında iyi antrenör tipleri artacaktır.
 
Prof. Dr. İbrahim ÖZTEK 
 
 Türkiye Olimpian Derneği Genel Sekreteri -Türkiye Judo, Karate, Kuraş, Aikido,Vuşu Fed. Eski Başk. 

Tüm Makalelerini Göster